İBO DAYI’YA VE(DA/FA)

İBO DAYI’YA VE(DA/FA)

İBO DAYI’YA VE(DA/FA)

Buruk bir şubat sabahına uyandık bugün. Ağzımız kuru, yüzümüz asık, neşemiz eksik, kalbimiz kırık. Hayatını turuncu beyaz renklere adamış bir tarihi yitirdik. Son nefesinde bile Adanaspor’u soluyan İbo Dayı’mızı. 

Tribünden ziyade kapı komşumdu İbo Dayı benim. Semtteki tüm esnafla ve gençlerle iç içe, samimi bir hayat sürerdi. Gösterişten çok uzaktı. Pahalı marka kıyafetler sevmez, üstünden o çok sevdiği formasını hiç çıkarmazdı. Taraflı tarafsız sevilir, her kesim kendisine saygı duyardı. İnanılmaz bir enerjiye ve çizgisinden hiç çıkmadığı bir hayat görüşüne sahipti.

Tribündeki genç nesle ayak uyduracak kadar özgün ve her türlü muhabbeti kaldırabilecek kadar özgüvenliydi. Gençliğini, yaşlılığını ve daha doğrusu hayatını Adanaspor’a adamış birisiydi. Soğuk Anadolu deplasmanlarında, olaylı iç saha maçlarında hepimizden çok jop ve biber gazı yedi. Trabzon’a, İstanbul’a, Balıkesir’e, Diyarbakır’a gidilen deplasman sabahlarında toplanma alanlarında ilk kendisi beklerdi. Adanaspor’un tribünsel haklarını bile 3 büyüklere peşkeş çeken ticaret cambazlarının ötesinde, bu takımın hakkını savunmak için belediye başkanlarının odasına paldır küldür girerdi.

Adanaspor’un yazılı kaynaklarda yer almayan tarihini bize kendisi anlatırdı. Emekçiydi, daha önemlisi Adanaspor emekçisiydi. Güney Kale Arkası için “Onurunuz ya hani kapattık, açın açabilirseniz.” diyen kendini bilmez okumuş cahillerin ötesinde, davulumuzu koyduğumuz demirleri bile o yıpranmış elleriyle inşa etmişti. 

Hayatının son bölümünde gerek Adanaspor’un yönetilemeyişi, gerek sahte hesaplardan kimliğini sakladığını düşünüp(!) zamanı gelince bedelini ağır ödeyeceğini hesap edemeyen sürüngenlere yenilmeyişi, gerek COVID-19 ve kendisini sarıp sarmalayan ince hastalığından dolayı çok sıkıntılı zamanlar geçirdi. Bu tertemiz hayatında sadece “Ölümüne buradayız.” yaparken eğildi. 

Omurgalıydı. Büyük adamdı. Yok sayılması mümkün olmayacak kadar geniş bir kitleye hitap ediyordu. Bugün onunla alakalı yazmak isteyip gözyaşlarımızın kağıttan sildiği her şeyi kalbimize gömüyoruz. Son söz; sana söz, hayallerini gerçekleştireceğiz Dayı. Cengo'n.


MİSAFİR YAZAR 
CENK AKARPINAR